Kışın Sultanı Turunçgiller

C vitamini içerikleri  ile çok iyi tanıdığımız harika renk ve aromasıyla en iyi tanıdığımız meyve gruplarından biridir turunçgiller. Ülkemizde de bol bulunabilmesi nedeniyle neredeyse hergün taze sıkılmış portakal veya greyfurt suları vazgeçilmez sabah klasiklerimiz arasına girmiştir.

Ancak greyfurt, portakal, mandalina, lime, kumkuat ve limondan oluşan turunçgillerin faydalarını sadece C vitamini içerikleriyle özdeşleştirmek biraz haksızlıktır.

Yoğun C vitamini içeriği nedeniyle tam bir bağışıklık koruyucusudur:

C vitamini vücudun defans sistemini korumasının ve yara iyileşiminin devamlılığı için günlük ihtiyaç duyulan vitamindir. Turunçgillerin özellikle kabukları ve meyvesinin tam dışını kaplayan katmanda bulunan flavonoidler C vitamininin aktivitesini arttırmaktadır.

Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir: Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda  daha fazla turunçgil tüketen bireylerin özellikle mide kanseri ve diğer kanserlere yakalanma oranlarının daha düşük olduğu ortaya çıkarılmıştır. C vitamini, özellikle tütsülenmiş besinlerde bulunan nitrit ve nitrat tüketimine bağlı olarak midede oluşabilen potansiyel karsinojen nitrosaminlerin oluşumunu  engellemektedir.  Turunçgillerdeki flavonoidler, pektin ve antioksidant özellikleri olan sitrus yağların da bu koruyucu etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Turunçgillerin özellikle kabuğunda çok yoğun şekilde bulunan sitrus yağların  anti-tümor etkisini gösteren hayvan testleri bulunmaktadır.

İçeriğindeki pektin kan kolesterol düzeylerini de düşürmektedir: Özellikle turunçgillerin iç bölmelerinin etrafını çevreleyen zar şeklindeki kabukta bulunan pektin, suda çözülebilen bir posa çeşididir ve özellikle kötü huylu LDL kolesterolün düşürülmesinde etkisi klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Kan dolaşımını düzensizliklerini iyileştirmektedir: Turunçgillerin yapısındaki flavonoidler, kapiller duvarları güçlendirerek, aktiinflamatuar etki göstermektedir.

Çok iyi birer potasyum kaynağıdırlar: Turunçgillerin diyet içeriğine ciddi bir şekilde katılmasıyla özellikle günümüzün fazla tuz tüketimine dayalı diyetlerin kan basıncı dengelenmekte ve kan basıncını düzenlemek için kullanılan ilaçlara bağlı potasyum kayıpları önlenebilmektedir.

Tüketimleri için özel bir tavsiye bulunmamakla birlikte çok az miktarda tüketilen turunçgiller bile bağışıklık sitemini desteklemektedir. ½ greyfurt ve 1 mandalina günlük önerilen potasyum tüketim miktarının %15-20 sini karşılarken bütün olarak tüketilen meyvelerin her zaman için meyve sularından çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.

 

C vitamini içerikleri  ile çok iyi tanıdığımız harika renk ve aromasıyla en iyi tanıdığımız meyve gruplarından biridir turunçgiller. Ülkemizde de bol bulunabilmesi nedeniyle neredeyse hergün taze sıkılmış portakal veya greyfurt suları vazgeçilmez sabah klasiklerimiz arasına girmiştir.

Ancak greyfurt, portakal, mandalina, lime, kumkuat ve limondan oluşan turunçgillerin faydalarını sadece C vitamini içerikleriyle özdeşleştirmek biraz haksızlıktır.

Yoğun C vitamini içeriği nedeniyle tam bir bağışıklık koruyucusudur:

C vitamini vücudun defans sistemini korumasının ve yara iyileşiminin devamlılığı için günlük ihtiyaç duyulan vitamindir. Turunçgillerin özellikle kabukları ve meyvesinin tam dışını kaplayan katmanda bulunan flavonoidler C vitamininin aktivitesini arttırmaktadır.

Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir: Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda  daha fazla turunçgil tüketen bireylerin özellikle mide kanseri ve diğer kanserlere yakalanma oranlarının daha düşük olduğu ortaya çıkarılmıştır. C vitamini, özellikle tütsülenmiş besinlerde bulunan nitrit ve nitrat tüketimine bağlı olarak midede oluşabilen potansiyel karsinojen nitrosaminlerin oluşumunu  engellemektedir.  Turunçgillerdeki flavonoidler, pektin ve antioksidant özellikleri olan sitrus yağların da bu koruyucu etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Turunçgillerin özellikle kabuğunda çok yoğun şekilde bulunan sitrus yağların  anti-tümor etkisini gösteren hayvan testleri bulunmaktadır.

İçeriğindeki pektin kan kolesterol düzeylerini de düşürmektedir: Özellikle turunçgillerin iç bölmelerinin etrafını çevreleyen zar şeklindeki kabukta bulunan pektin, suda çözülebilen bir posa çeşididir ve özellikle kötü huylu LDL kolesterolün düşürülmesinde etkisi klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Kan dolaşımını düzensizliklerini iyileştirmektedir: Turunçgillerin yapısındaki flavonoidler, kapiller duvarları güçlendirerek, aktiinflamatuar etki göstermektedir.

Çok iyi birer potasyum kaynağıdırlar: Turunçgillerin diyet içeriğine ciddi bir şekilde katılmasıyla özellikle günümüzün fazla tuz tüketimine dayalı diyetlerin kan basıncı dengelenmekte ve kan basıncını düzenlemek için kullanılan ilaçlara bağlı potasyum kayıpları önlenebilmektedir.

Tüketimleri için özel bir tavsiye bulunmamakla birlikte çok az miktarda tüketilen turunçgiller bile bağışıklık sitemini desteklemektedir. ½ greyfurt ve 1 mandalina günlük önerilen potasyum tüketim miktarının %15-20 sini karşılarken bütün olarak tüketilen meyvelerin her zaman için meyve sularından çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.

 

Kışın Sultanı Turunçgiller

C vitamini içerikleri  ile çok iyi tanıdığımız harika renk ve aromasıyla en iyi tanıdığımız meyve gruplarından biridir turunçgiller. Ülkemizde de bol bulunabilmesi nedeniyle neredeyse hergün taze sıkılmış portakal veya greyfurt suları vazgeçilmez sabah klasiklerimiz arasına girmiştir.

Ancak greyfurt, portakal, mandalina, lime, kumkuat ve limondan oluşan turunçgillerin faydalarını sadece C vitamini içerikleriyle özdeşleştirmek biraz haksızlıktır.

Yoğun C vitamini içeriği nedeniyle tam bir bağışıklık koruyucusudur:

C vitamini vücudun defans sistemini korumasının ve yara iyileşiminin devamlılığı için günlük ihtiyaç duyulan vitamindir. Turunçgillerin özellikle kabukları ve meyvesinin tam dışını kaplayan katmanda bulunan flavonoidler C vitamininin aktivitesini arttırmaktadır.

Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir: Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda  daha fazla turunçgil tüketen bireylerin özellikle mide kanseri ve diğer kanserlere yakalanma oranlarının daha düşük olduğu ortaya çıkarılmıştır. C vitamini, özellikle tütsülenmiş besinlerde bulunan nitrit ve nitrat tüketimine bağlı olarak midede oluşabilen potansiyel karsinojen nitrosaminlerin oluşumunu  engellemektedir.  Turunçgillerdeki flavonoidler, pektin ve antioksidant özellikleri olan sitrus yağların da bu koruyucu etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Turunçgillerin özellikle kabuğunda çok yoğun şekilde bulunan sitrus yağların  anti-tümor etkisini gösteren hayvan testleri bulunmaktadır.

İçeriğindeki pektin kan kolesterol düzeylerini de düşürmektedir: Özellikle turunçgillerin iç bölmelerinin etrafını çevreleyen zar şeklindeki kabukta bulunan pektin, suda çözülebilen bir posa çeşididir ve özellikle kötü huylu LDL kolesterolün düşürülmesinde etkisi klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Kan dolaşımını düzensizliklerini iyileştirmektedir: Turunçgillerin yapısındaki flavonoidler, kapiller duvarları güçlendirerek, aktiinflamatuar etki göstermektedir.

Çok iyi birer potasyum kaynağıdırlar: Turunçgillerin diyet içeriğine ciddi bir şekilde katılmasıyla özellikle günümüzün fazla tuz tüketimine dayalı diyetlerin kan basıncı dengelenmekte ve kan basıncını düzenlemek için kullanılan ilaçlara bağlı potasyum kayıpları önlenebilmektedir.

Tüketimleri için özel bir tavsiye bulunmamakla birlikte çok az miktarda tüketilen turunçgiller bile bağışıklık sitemini desteklemektedir. ½ greyfurt ve 1 mandalina günlük önerilen potasyum tüketim miktarının %15-20 sini karşılarken bütün olarak tüketilen meyvelerin her zaman için meyve sularından çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.

 

Kışın Sultanı Turunçgiller

C vitamini içerikleri  ile çok iyi tanıdığımız harika renk ve aromasıyla en iyi tanıdığımız meyve gruplarından biridir turunçgiller. Ülkemizde de bol bulunabilmesi nedeniyle neredeyse hergün taze sıkılmış portakal veya greyfurt suları vazgeçilmez sabah klasiklerimiz arasına girmiştir.

Ancak greyfurt, portakal, mandalina, lime, kumkuat ve limondan oluşan turunçgillerin faydalarını sadece C vitamini içerikleriyle özdeşleştirmek biraz haksızlıktır.

Yoğun C vitamini içeriği nedeniyle tam bir bağışıklık koruyucusudur:

C vitamini vücudun defans sistemini korumasının ve yara iyileşiminin devamlılığı için günlük ihtiyaç duyulan vitamindir. Turunçgillerin özellikle kabukları ve meyvesinin tam dışını kaplayan katmanda bulunan flavonoidler C vitamininin aktivitesini arttırmaktadır.

Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir: Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda  daha fazla turunçgil tüketen bireylerin özellikle mide kanseri ve diğer kanserlere yakalanma oranlarının daha düşük olduğu ortaya çıkarılmıştır. C vitamini, özellikle tütsülenmiş besinlerde bulunan nitrit ve nitrat tüketimine bağlı olarak midede oluşabilen potansiyel karsinojen nitrosaminlerin oluşumunu  engellemektedir.  Turunçgillerdeki flavonoidler, pektin ve antioksidant özellikleri olan sitrus yağların da bu koruyucu etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Turunçgillerin özellikle kabuğunda çok yoğun şekilde bulunan sitrus yağların  anti-tümor etkisini gösteren hayvan testleri bulunmaktadır.

İçeriğindeki pektin kan kolesterol düzeylerini de düşürmektedir: Özellikle turunçgillerin iç bölmelerinin etrafını çevreleyen zar şeklindeki kabukta bulunan pektin, suda çözülebilen bir posa çeşididir ve özellikle kötü huylu LDL kolesterolün düşürülmesinde etkisi klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Kan dolaşımını düzensizliklerini iyileştirmektedir: Turunçgillerin yapısındaki flavonoidler, kapiller duvarları güçlendirerek, aktiinflamatuar etki göstermektedir.

Çok iyi birer potasyum kaynağıdırlar: Turunçgillerin diyet içeriğine ciddi bir şekilde katılmasıyla özellikle günümüzün fazla tuz tüketimine dayalı diyetlerin kan basıncı dengelenmekte ve kan basıncını düzenlemek için kullanılan ilaçlara bağlı potasyum kayıpları önlenebilmektedir.

Tüketimleri için özel bir tavsiye bulunmamakla birlikte çok az miktarda tüketilen turunçgiller bile bağışıklık sitemini desteklemektedir. ½ greyfurt ve 1 mandalina günlük önerilen potasyum tüketim miktarının %15-20 sini karşılarken bütün olarak tüketilen meyvelerin her zaman için meyve sularından çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.

 

Kışın Sultanı Turunçgiller

C vitamini içerikleri  ile çok iyi tanıdığımız harika renk ve aromasıyla en iyi tanıdığımız meyve gruplarından biridir turunçgiller. Ülkemizde de bol bulunabilmesi nedeniyle neredeyse hergün taze sıkılmış portakal veya greyfurt suları vazgeçilmez sabah klasiklerimiz arasına girmiştir.

Ancak greyfurt, portakal, mandalina, lime, kumkuat ve limondan oluşan turunçgillerin faydalarını sadece C vitamini içerikleriyle özdeşleştirmek biraz haksızlıktır.

Yoğun C vitamini içeriği nedeniyle tam bir bağışıklık koruyucusudur:

C vitamini vücudun defans sistemini korumasının ve yara iyileşiminin devamlılığı için günlük ihtiyaç duyulan vitamindir. Turunçgillerin özellikle kabukları ve meyvesinin tam dışını kaplayan katmanda bulunan flavonoidler C vitamininin aktivitesini arttırmaktadır.

Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir: Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda  daha fazla turunçgil tüketen bireylerin özellikle mide kanseri ve diğer kanserlere yakalanma oranlarının daha düşük olduğu ortaya çıkarılmıştır. C vitamini, özellikle tütsülenmiş besinlerde bulunan nitrit ve nitrat tüketimine bağlı olarak midede oluşabilen potansiyel karsinojen nitrosaminlerin oluşumunu  engellemektedir.  Turunçgillerdeki flavonoidler, pektin ve antioksidant özellikleri olan sitrus yağların da bu koruyucu etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Turunçgillerin özellikle kabuğunda çok yoğun şekilde bulunan sitrus yağların  anti-tümor etkisini gösteren hayvan testleri bulunmaktadır.

İçeriğindeki pektin kan kolesterol düzeylerini de düşürmektedir: Özellikle turunçgillerin iç bölmelerinin etrafını çevreleyen zar şeklindeki kabukta bulunan pektin, suda çözülebilen bir posa çeşididir ve özellikle kötü huylu LDL kolesterolün düşürülmesinde etkisi klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Kan dolaşımını düzensizliklerini iyileştirmektedir: Turunçgillerin yapısındaki flavonoidler, kapiller duvarları güçlendirerek, aktiinflamatuar etki göstermektedir.

Çok iyi birer potasyum kaynağıdırlar: Turunçgillerin diyet içeriğine ciddi bir şekilde katılmasıyla özellikle günümüzün fazla tuz tüketimine dayalı diyetlerin kan basıncı dengelenmekte ve kan basıncını düzenlemek için kullanılan ilaçlara bağlı potasyum kayıpları önlenebilmektedir.

Tüketimleri için özel bir tavsiye bulunmamakla birlikte çok az miktarda tüketilen turunçgiller bile bağışıklık sitemini desteklemektedir. ½ greyfurt ve 1 mandalina günlük önerilen potasyum tüketim miktarının %15-20 sini karşılarken bütün olarak tüketilen meyvelerin her zaman için meyve sularından çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.

 

Kışın Sultanı Turunçgiller

C vitamini içerikleri  ile çok iyi tanıdığımız harika renk ve aromasıyla en iyi tanıdığımız meyve gruplarından biridir turunçgiller. Ülkemizde de bol bulunabilmesi nedeniyle neredeyse hergün taze sıkılmış portakal veya greyfurt suları vazgeçilmez sabah klasiklerimiz arasına girmiştir.

Ancak greyfurt, portakal, mandalina, lime, kumkuat ve limondan oluşan turunçgillerin faydalarını sadece C vitamini içerikleriyle özdeşleştirmek biraz haksızlıktır.

Yoğun C vitamini içeriği nedeniyle tam bir bağışıklık koruyucusudur:

C vitamini vücudun defans sistemini korumasının ve yara iyileşiminin devamlılığı için günlük ihtiyaç duyulan vitamindir. Turunçgillerin özellikle kabukları ve meyvesinin tam dışını kaplayan katmanda bulunan flavonoidler C vitamininin aktivitesini arttırmaktadır.

Kanser riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir: Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda  daha fazla turunçgil tüketen bireylerin özellikle mide kanseri ve diğer kanserlere yakalanma oranlarının daha düşük olduğu ortaya çıkarılmıştır. C vitamini, özellikle tütsülenmiş besinlerde bulunan nitrit ve nitrat tüketimine bağlı olarak midede oluşabilen potansiyel karsinojen nitrosaminlerin oluşumunu  engellemektedir.  Turunçgillerdeki flavonoidler, pektin ve antioksidant özellikleri olan sitrus yağların da bu koruyucu etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Turunçgillerin özellikle kabuğunda çok yoğun şekilde bulunan sitrus yağların  anti-tümor etkisini gösteren hayvan testleri bulunmaktadır.

İçeriğindeki pektin kan kolesterol düzeylerini de düşürmektedir: Özellikle turunçgillerin iç bölmelerinin etrafını çevreleyen zar şeklindeki kabukta bulunan pektin, suda çözülebilen bir posa çeşididir ve özellikle kötü huylu LDL kolesterolün düşürülmesinde etkisi klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Kan dolaşımını düzensizliklerini iyileştirmektedir: Turunçgillerin yapısındaki flavonoidler, kapiller duvarları güçlendirerek, aktiinflamatuar etki göstermektedir.

Çok iyi birer potasyum kaynağıdırlar: Turunçgillerin diyet içeriğine ciddi bir şekilde katılmasıyla özellikle günümüzün fazla tuz tüketimine dayalı diyetlerin kan basıncı dengelenmekte ve kan basıncını düzenlemek için kullanılan ilaçlara bağlı potasyum kayıpları önlenebilmektedir.

Tüketimleri için özel bir tavsiye bulunmamakla birlikte çok az miktarda tüketilen turunçgiller bile bağışıklık sitemini desteklemektedir. ½ greyfurt ve 1 mandalina günlük önerilen potasyum tüketim miktarının %15-20 sini karşılarken bütün olarak tüketilen meyvelerin her zaman için meyve sularından çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.